Van Gogh Hakkında Az Bilinenler : Vincent van Gogh’un Kulağını Kesmesinin Nedeni Nedir?
Vincent Willem Van Gogh, sanat tarihinin en tanınmış ve en etkili şahsiyetlerinden biridir. Ancak van Gogh kesik kulağı ile de anımsanır. Peki bir insan kendi kulağını neden keser? Önce hikayesini anımsayalım.
Sargılı Kulak ve Pipo ile Otoportre
Hollandalı ressam Vincent van Gogh 35 yaşındayken bir jiletle sol kulağının alt yarısını kesti. Kanayan yarasını sardıktan sonra, kopan kulağını kağıda sardı. Sonrasında da kulağını Fransa’nın Arles kasabasındaki bir geneleve götürdü ve kulağını burada çalışan bir temizlikçi kadına uzatarak “dikkatli bir şekilde saklamasını” söyledi.
Van Gogh daha sonra evine döndü. Aynı akşam evinde baygın halde bulundu. Sonrasında da yakındaki bir hastaneye götürüldü. Kopuk kulak hastaneye getirilse de ne yazık ki aradan çok fazla zaman geçmişti. Bu olaydan geriye ölümsüz iki eser kaldı. Bunlardan ilki Self-Portrait with Bandaged Ear and Pipe isimli oto portresi idi. Diğeri ise aşağıda gördüğünüz Self-Portrait with Bandaged Ear isimli resmi idi.
Kulağı Bandajlı Otoportre kendisi bu portresini hastaneden çıktıktan sonra yapmıştı.
Tüm sanat tarihinin tartışmasız en ünlü öyküsü olan Vincent van Gogh’un kulak hikayesi, onun ölümünden sonra popüler olmasına büyük katkıda bulunmuştur. Daha önce resimlerinden birini görmemiş olsanız bile bu kulak hikayesini bilirsiniz. Ancak van Gogh’un neden kulağını kestiğini ve neden bir geneleve götürmeye karar verdiğini ve ne amaçla bir kadına verdiğini bilmiyor olabilirsiniz. Van Gogh Hakkında az bilinenler öğrenmeye devam ediyoruz :
Van Gogh’un Kulağını Kesmesinin Sonrasında Neler Yaşandı?
Aslına bakarsanız bu olay van Gogh’un sanatsal kariyerini bitirmese de, bir yetişkin olarak yaşamının sonunu işaret etti. Kulak kesme olayından sonra ertesi sabah hastaneye kaldırıldı. Arkadaşlarına yazdığı mektuplardan bu süreçte uzun süre enfeksiyonla uğraştığını biliyoruz. Ayrıca bu süreçte tamamen kafasının karışık olduğu ve ne söylediğini veya ne yaptığını bilmediği de söyleniyor.
Sonunda Saint-Remy’deki Saint-Paul-de-Mausole psikiyatri hastanesine yatmaya karar verdi. Vincent bu hastanede bir yıl geçirdi ve bu süre boyunca sürekli resim yaptı. Resim yapmak hastalığı için iyi bir çare gibi görünüyordu.
Vincent van Gogh, 19. yüzyılın sonlarında yaşamış, eserleri ve trajik hikayesiyle günümüzde de hayranlık uyandıran Hollandalı ressamdır. Post-Empresyonizm akımının öncülerinden biri olarak kabul edilir. Yaşadığı sürece pek az eser satmıştır. Ancak ölümünden sonra tanınırlık kazanmıştır.
Saint Rémy’deki hastanededen sonra Van Gogh, 1890 yılının Mayıs ayının ortalarında Paris’teki kardeşi Theo’ya daha yakın olmak için buradan ayrılacaktı. Ancak zihinsel durumu asla tam olarak iyileşmedi. Kendini göğsünden vurmadan önce dokuz hafta daha yaşadı. Devamında da aldığı yara sonucunda hayatını kaybetti. Öldüğünde 37 yaşındaydı.
Van Gogh’un rahatsızlığının ne olduğu kesin olarak bilinmiyor. Van Gogh’un varisleri ve ilk dönem tarihçileri, onun sanatsal başarılarını öne çıkarmayı tercih ettiler. Bu nedenle, 1950’lere kadar sanatçının akıl hastalığı akademik çalışmanın konusu olmadı.
Van Gogh ve kulağını kesme hikayesi genellikle onun psikolojisindeki bozulmalar ile ilişkili olarak düşünülmektedir. 1981 tarihli bir makalede, W.M. California-Berkeley Üniversitesi’nde bir araştırmacı bunun için olası 13 geçerli hipotezi özetledi. Peki ama bunlardan hangileri doğru, hangileri yanlış? Yoksa sebep hepsinin bir karışımı mı? Anlamaya çalışalım.
Van Gogh’un Kulak Hikayesinin Nedenini Anlamak İçin Onun Ruh Halini Anlamak Gerekiyor
Vincent’ın hayatında profesyonel bir amaca hizmet etmenin yanı sıra kardeşinin sırdaşı olarak çok önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Van Gogh, hem maddi hem de duygusal destek için Theo’ya güvenmekteydi. 1872’den Vincent’ın ölümüne kadar 18 yıl boyunca kardeşler birbirlerine yüzlerce mektup yazdılar. Bugün bu mektupların yaklaşık 700’ü varlığını sürdürüyor. Bu da bize Vincent van Gogh’u daha iyi anlamımızı sağlıyor.
Paris’ten gelen mektubun tarihi, 23 Aralık 1888’i gösteriyordu. Mektupta, Theo Van Gogh’un genç bir Hollandalı kadın olan Jo Bonger’le evlenme kararı aldığı yazıyordu.
Theo, Vincent’ın bir dizi finansal krizden zihinsel çöküşlerine kadar sayısız mücadelesinde ona yardımcı oldu. Ayrı olsalar bile, Theo sürekli yazışmalar aracılığıyla Vincent’ı desteklemeye devam etti. Bir olasılık kardeşi Theo’nun nişanlanma kararını öğrenince kulağını kesmesi biçimindedir. Sonucunda Theo’nun dikkatini çekmek, onu üzmek ve onu zorlamak için kendine zarar vermiş olması mümkündür.
Bir başka hipotez Van Gogh’un ressam arkadaşı Paul Gauguin’le 23 Aralık 1888 günü yaşadığı tartışmanın ardından ‘bir delilik anı’nda kulağını kestiği biçimindedir. Bir başka hipotez ise daha evvel bir resmini yaptığı Roulin Ailesini kıskanması biçimindedir. Kendisinin özellikle çocukların gördüğü ilgiyi kıskandığı iddia edilmektedir.
Madam Augustine Roulin ve Marcelle Bebek Portresi, 1888,
Alternatif bir teori onun gördüğü bir boğa güreşinden etkilendiğini ileri sürer. Bunun nedeni de her dövüşün sonunda matadorların seçtikleri bir bayana bir ödül olarak boğanın kulağı vermesidir. Belki de Runyan’ın aktardığı gibi van Gogh kendisini hem “yenilen boğa hem de yenen” olarak görüyordu.
Sonuç Olarak;
Yaptığımız eylemler için tek bir açıklama hiçbir zaman olası değildir. Muhtemelen benzer bir durum Van Gogh’un kulağını kesmesi için de geçerlidir. Van Gogh’un motivasyonu ne olursa olsun, kendini yaralama hikayesi, onun bir sanatçı olarak mirasını sağlamlaştırdı. Bu arada Van Gogh hakkında devam eden araştırmalar sanatçının psikolojik rahatsızlığının ne olduğuna da odaklanmaktadır. Günümüzden geçmişe gidip buna karar vermek çok olası olmasa da sanatçının Borderline kişilik bozukluğu ile boğuştuğu ve semptomların alkol ve yetersiz beslenme ile daha da kötüleştiği düşünülmektedir.
Van Gogh Hakkında az bilinenler yazımızı okudunuz
Ünlü Biyografiler